Mescid-I Aksa Şu An Kimin Elinde ?

Sevgi

New member
Mescid-i Aksa: Bugünkü Durum ve Kimlerin Kontrolünde?

Mescid-i Aksa, İslam dünyasının en kutsal mekanlarından biri olup, tarihi ve dini önemiyle sadece Müslümanlar için değil, Hristiyanlar ve Yahudiler için de önemli bir yer teşkil etmektedir. Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde yer alan bu kutsal mekan, yıllardır süregelen bir siyasi çatışmanın ve dini gerilimin merkezi olmuştur. Bu yazıda, Mescid-i Aksa'nın şu anki kontrol durumu, bölgedeki gelişmeler ve tarihsel arka plan hakkında ayrıntılı bilgiler sunulacaktır.

Mescid-i Aksa’nın Konumu ve Önemi

Mescid-i Aksa, Kudüs’teki Eski Şehir bölgesinde yer alan ve aynı adı taşıyan kutsal alanda bulunmaktadır. Al-Aksa Camii, bu kutsal alanın bir parçasıdır ve İslam'da önemli bir yer tutar. Aynı zamanda, Hristiyanlar için de Kutsal Kabir Kilisesi ile birlikte Kudüs’ün en önemli dini yerlerinden biridir. Yahudilikte ise, Mescid-i Aksa'nın bulunduğu alan, Yahudi Tapınağı'nın eski yeri olarak kabul edilmekte ve bu nedenle büyük bir dini öneme sahiptir.

Bu nedenle Mescid-i Aksa, sadece bir ibadet yeri olmanın ötesinde, üç büyük dinin kesişim noktasında bulunan, farklı kültürler ve inançlar arasındaki gerilimin sembolüdür. Ayrıca, Kudüs’ün siyasi statüsü, uzun yıllardır uluslararası diplomasi ve çatışmaların merkezinde olmuştur.

Mescid-i Aksa Şu An Kimin Elinde?

Günümüzde, Mescid-i Aksa'nın bulunduğu alan, İsrail’in işgali altındaki Doğu Kudüs’te yer almaktadır. 1967 yılında gerçekleşen Altı Gün Savaşı sırasında İsrail, Doğu Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa’nın bulunduğu bölgeyi ele geçirmiştir. O zamandan bu yana, İsrail bu bölgeyi kendi toprakları olarak kabul etmekte ve Kudüs’ü başkent ilan etmektedir. Ancak, Birleşmiş Milletler ve çoğu uluslararası toplum, Kudüs'ün statüsünün çözüme kavuşturulması gerektiğini ve Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti olması gerektiğini savunmaktadır.

Mescid-i Aksa'nın içinde bulunduğu Kudüs’ün Doğu bölgesi, Filistinli Arapların tarihi olarak yaşadığı ve ibadet ettiği bir bölge olmuştur. Bu sebeple, Mescid-i Aksa'nın yönetimi, hem İsrail’in hem de Filistin’in gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. Ancak, bu yönetim, çoğunlukla karmaşık bir uluslararası dengede işlemektedir.

Mescid-i Aksa’nın Yönetimi ve Siyasi Gerilimler

Mescid-i Aksa ve çevresindeki kutsal alan, İsrail'in egemenliği altında olmasına rağmen, caminin yönetimi ve bakımı konusunda Ürdün’e bağlı olan El-Hashemi Vakfı önemli bir rol oynamaktadır. 1948’de İsrail'in bağımsızlık ilanıyla başlayan çatışmaların ardından, 1967’deki savaşla birlikte Kudüs’ün Doğu kesimi ve Mescid-i Aksa, İsrail’in kontrolüne geçmiş olsa da, Ürdün, bu alanın idari ve dini yönetimini elinde tutmaya devam etmektedir. El-Hashemi Vakfı, caminin bakımından, imamlarının atanmasına kadar pek çok dini ve idari işlevi yerine getirmektedir.

Mescid-i Aksa, Filistinliler için sadece dini bir değer taşımakla kalmaz, aynı zamanda millî bir sembol olma özelliği de taşır. Dolayısıyla, İsrail’in Kudüs’ü tamamıyla kendi başkenti olarak ilan etmesi, Filistinliler ve Arap dünyası tarafından büyük tepkiyle karşılanmaktadır. 1967 savaşından sonra, İsrail’in Kudüs’ün birleştiğini ilan etmesi, bu kutsal mekân üzerindeki egemenlik iddialarını daha da artırmıştır. Aynı zamanda, her iki tarafın da bu topraklardaki hak iddiaları, zaman zaman şiddetli çatışmalara yol açmaktadır.

Filistinli Direnişi ve Uluslararası Tepkiler

Mescid-i Aksa'nın kontrolü, sadece yerel bir mesele değil, aynı zamanda uluslararası bir sorun olarak da ele alınmaktadır. Filistinli direnişi, özellikle bu bölgeyi savunma noktasında güçlüdür. Filistinliler, Mescid-i Aksa'nın yalnızca dini bir simge değil, aynı zamanda ulusal bağımsızlıklarının bir parçası olarak görülmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu nedenle, Mescid-i Aksa çevresindeki her türlü değişiklik, Filistinliler tarafından işgal olarak değerlendirilmekte ve bölgedeki gerilimlerin artmasına neden olmaktadır.

Uluslararası arenada, Mescid-i Aksa’nın durumu, Birleşmiş Milletler ve birçok ülke tarafından dikkatle izlenmektedir. Birleşmiş Milletler, Doğu Kudüs’ü uluslararası bir şehir olarak tanımaktadır ve İsrail'in bu bölgedeki faaliyetlerinin, uluslararası hukuka aykırı olduğuna inanmaktadır. Diğer yandan, bazı Batılı ülkeler, İsrail’in Kudüs’ü başkent olarak ilan etmesini ve bu bölgedeki egemenliğini tanımaktadır.

Mescid-i Aksa ve Barış Süreci

Mescid-i Aksa'nın durumu, İsrail ve Filistin arasında yürütülen barış görüşmelerinin en zorlu meselelerinden biridir. Her iki taraf da Kudüs’ün statüsünü kendi çıkarları doğrultusunda belirlemeye çalışmaktadır. 1993’teki Oslo Anlaşmaları’nda, Kudüs’ün statüsünün gelecekteki müzakerelere bırakılması kararlaştırılmıştı. Ancak, bu süreçte herhangi bir çözüm sağlanamamış ve bölgedeki gerilimler artmıştır.

Mescid-i Aksa, her yıl dünyanın dört bir yanından gelen Müslümanlar tarafından ziyaret edilmektedir. Ancak, her geçen yıl, Kudüs’teki durumun daha da karmaşık hale gelmesi, bu ziyaretleri de etkileyebilmekte ve dini bir sembol olarak Mescid-i Aksa'nın güvenliği zaman zaman tehlikeye girmektedir.

Sonuç ve Gelecekteki Olasılıklar

Mescid-i Aksa'nın kimlerin elinde olduğu sorusu, bölgedeki karmaşık ve derinleşen çatışmaların bir yansımasıdır. Şu an için, Mescid-i Aksa'nın bulunduğu Kudüs'ün Doğu bölgesi, uluslararası hukuka aykırı bir şekilde İsrail'in kontrolü altındadır. Ancak, bu durum, Filistin halkı ve uluslararası toplum tarafından kabul edilmemektedir. Gelecekteki çözüm, Kudüs’ün statüsünün, hem İsrail hem de Filistin için adil ve sürdürülebilir bir çözüm bulunarak belirlenmesini gerektirecektir.

Bu çözümün nasıl gerçekleşeceği, bölgedeki güç dengeleri, uluslararası müzakereler ve siyasi değişikliklere bağlı olarak şekillenecektir. Ancak, Mescid-i Aksa'nın durumu, bölgedeki barışın ve istikrarın sağlanabilmesi için kritik bir öneme sahip olmaya devam etmektedir.